Ünlü Çocuk Kitapları ve Dünya Klasikleri
Ünlü Çocuk Kitapları ve Dünya Klasikleri
1.Şeker Portakalı
2.Küçük Prens
Yıllar geçer kahramanımız büyür ve Pilot olur. Gezintisi sırasında bir kaza geçirir ve bir yerde mahsur kalır. Yanında çok az yiyecek ve içeceği bulunmaktadır. Bir süre sonra Küçük Prensin sesiyle uyanır ondan koyun resmi çizmesini ister. Kahramanımız herkese çizdiği resmi çizer. Küçük Prens bunun fil' i yutan yılan olduğu söyler, koyun resimi istediğini tekrar eder. Bu sefer çizdiği resimi Prens çok beğenir ve ona kendi öyküsünü anlatmaya başlar. Yaşadığı, gezdiği yerleri anlatır. Son olarak gezdiği dünyada bir tilkiden aldığı sırrı açıklar ona bu sır; İnsanlara yüreğinin gözü ile bakması gerektiği. Zaman geçtikçe muhabbetlerinin sonuna yaklaşır kendi gezegenine gitmesi gerektiğini yapılacak işlerinin olduğunu söyleyerek ayrılır. Kahramanımızda uçağını tekrardan onarıp çalıştırıp evine döner.
3. Charlie'nin çikolata fabrikası
sayfa sayısı : 208
yazar : Roald Dahl
Willy Wonka bir gün bir yarışma düzenleyeceğini duyurur. Çikolataların içine gizlenmiş beş altın bileti bulan beş çocuk çikolata fabrikasını ziyaret eder. Charlie’nin yerde bulduğu parayla aldığı çikolatadan altın bir bilet çıkar. Ve günü geldiğinde diğer çocuklarla birlikte fabrikaya giderler.
Gloop, fabrikayı ziyaret ederken çikolata yemeye çalışırken nehre düşerek boruların arasında gözden kaybolur. Violet isimli çocuk, tadı yemek gibi olan sakızı izinsiz alır, çiğner ve şişmeye başlar. Veruca isimli çocuk ise sincaplardan birini almaya çalışırken, sincap ceviz çöpünü çöp deliğine atar. Diğer çocuk Mike ise televizyonun gönderdiği çikolata yerine, dünyada televizyonla gönderilen ilk kişi olmak ister ama küçücük ekrandan alınırlar. Sadece Charlie kalır. Diğer çocuklar evlerine döner. Fabrika sahibi, fabrikayı Charlie’ye vermek istediğini söyler. Çünkü onun bir ailesi yoktur. Aslında altın bilet yarışmasının amacı budur. Fabrikayı Charlie’ye verdi. Charlie ise ailesiyle fabrikaya taşınmış ve burada yaşamaya başlamıştır.
4. ÇOCUK KALBİ
Kitap, üçüncü sınıfa geçen küçük Enrico'nun bir yılını anlatıyor. Enrico'nun günlüğü şeklinde yazılmış olan kitapta annesi ve babasının Enrico'ya yazdığı mektuplar da yer alıyor. Kitabı her ne kadar sıkıcı bulmuş olsam da, oldukça akıcı olduğunu da belirtmem gerek.
Enrico, ikinci sınıftan üçüncü sınıfa geçmiştir. Okulun ilk günüdür. İkinci sınıf öğretmeninden ayrılmak zorunda olduğu için çok üzgün olan Enrico, yeni öğretmeniyle tanıştığında üzüntüsü azalır gibi olur. Yeni öğretmeni sık gülmeyen, hatta asık suratlı biri olsa da, yaramazlık yapan öğrencilerini tatlı bir dille uyarmakta, hiç kimseye bağırıp kızmamaktadır. Çok iyi kalpli bir adam olduğu anlaşılınca bütün öğrencileri onu çok sevmeye başlamıştır.Enrico'nun yeni sınıfında zengin, fakir, kibar, kaba, utangaç, dışa dönük, içe dönük, girişken her türlü öğrenci vardır. İlk gün okul müdürleri yanında bir çocukla çıkagelir. Yeni öğrenci İtalya'nın farklı bir eyaleti olan Calabria'dandır. Müdür bey yeni öğrenciyi kendileriyle aynı bölgeli olmadığı için dışlamamalarını, onunla da arkadaş olmalarını öğütler. Sınıfta hiç kimse ona kötü davranmamış, hatta herkes Calabrialıya küçük hediyeler vermiştir. Enrico çok mutludur.
Enrico'nun sınıflarında en çok sevdiği arkadaşı Garrone'dir. Garrone, okula iki yıl geç başlamış, iri bir çocuktur. Sınıfta fakir olduğu için diğerleri tarafından dışlanan Nelli'yi ve diğer yardıma ihtiyacı olan çocukları her zaman koruyup kollamakta, onlarla dalga geçilmesine engel olmaktadır. Bu nedenle de Enrico ona karşı hayranlıkla karışık bir sevgi duymaktadır.
Enrico'nun babası, Enrico'ya her ay birkaç arkadaşını eve davet etmesini ya da arkadaşlarıyla onların evinde vakit geçirmesini öğütlemiştir. İyi kalpli Enrico da sınıfında en çok sevdiği ve maddi durumlarının iyi olmadığını bildiği arkadaşlarını evine davet etmeyi çok sevmektedir. Bir gün birkaç arkadaşıyla beraber sınıflarının en yüce gönüllüsü olan Stardi'yi de evine davet eder. Stardi'nin babası alkolik ve işe yaramaz bir adamdır. Bir işe girip çalışmamakta, aynı zamanda içtiği zamanlarda Stardi'yi dövmektedir. Sınıfta herkes onunla babasından dayak yediği için dalga geçmekte, fakat o yüzündeki izlere rağmen olanların birer kaza olduğunu iddia ederek babasına laf söyletmemektedir. Stardi, çok çalışıp sınıfta Derossi'den sonra ikinci olduğunda öğretmeni sarhoş babasına Stardi'yi övmüş, babası da o günden sonra çok duygulanarak artık düzgün bir adam olmaya karar vermiştir.
Stardi Enrico'nun evine gittiğinde, Enrico'nun oyuncak lokomotifine hayran kalır. Babası daha önce ona hiç bu kadar güzel bir oyuncak almamıştır. Enrico da lokomotifi çok sevdiğini gördüğü arkadaşına oyuncağını hediye etmeye karar verir. Stardi çok mutlu olmuştur.
Enrico, iyi kalpli bir çocuk olduğunu işte böyle olaylarda defalarca kanıtlamıştır. Annesi ve babası da onu çok sevmekte, zaman zaman yanlış davranışlarını gördüklerinde ona mektuplar yazarak onu uyarmaktadırlar. Enrico, bütün çocuklara örnek gösterilebilecek bir çocuk olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.
Alice bir gün ablasıyla beraber gölün kenarında uzanıp konuşurlarken, Alice’in dikkatini konuşan, saati olan ve koşturan bir tavşan çeker. Bu tavşanın peşine takılan Alice ise uzun uğraşlar sonucu tam tavşanı yakaladım derken çok derin bir kuyuya düşer. Ama kuyu o kadar derin ki; bir ara Alice düşmekten sıkılmıştı.
Kendi kendine konuşmaya bayılan Alice, kuyunun derinliklerinde keşiflere çıkarak herhangi birine rastlamayı umsa da karşılaştığı tek şey cam sehpa ve küçük başka diyarları açılan kapı olur. Alice’nin o kapıdan geçebilmesi içinde boyunun çok küçük olması gerekir. Sehpanın üzerinde bulunduğu içeceği içerek boyu kısalan Alice, bu sefer anahtara uzanamadığında da boyunun uzaması gerekir. Lakin bu seferde boyu çok aşırı uzayan Alice, kendi gözyaşlarının yarattığı bir gölün içinde tekrar eski haline dönüp, yüzmeye çalışırken; Bay Fare ile tanışır. Daha sonra da o gölün içine düşen düğer hayvanlarla…
Onlara anlaşmaya çalışan Alice, bir süre sonra onlarla aynı dili daha doğrusu ortak bir konu bulamayacağından bir şekilde o küçük kapıdan geçme imkanı bulur.
Alice, farklı bir dünyanın eşiğine açılan bu kapıdan geçtiğinde ise peşine takıldığı beyaz tavşan ile karşılaşır. Lakin tavşan ona emirler yağdırıp, yelpaze ve eldivenlerini istediğinde, aramaya koyulan Alice küçük bir evin içinde tavşanın istediklerini bulmuş ve tam eşyaları götürecekken tekrardan büyümeye başlar. Bir odanın içinde boylu boyluna hapis olmuşken, tek istediği bu amansız boy uzama ve kısalmalarının durmasıydı. Ama ne mümkün!
Hayvanlardan oluşan halk evin önüne gelip pencereye kek fırlattıklarında, Alice onlardan bir tanesini yiyerek çok daha küçülmüştü. Ve halktan kaçması da bir o kadar da zorlaşmıştı.
Ormanın derinliklerine dalan Alice, bir mantarın üstüne konmuş nargile içine bir tırtıla derdini anlatırken, tek istediği bir an önce eski boyu ve yaşamına dönmesiydi. Tırtıl ise Alice sadece, mantarı gösterip bir tarafının boyunu uzattığını diğer tarafında boyunu kısalttığını söyleyip, çekip gitmişti.
Alice ceplerinde mantar ile dolaşırken girdiği bir evde; anormal bir bebek, anormal bir düşeş ve anormal bir aşçıyla karşılaşmıştı. Kaosun hakim olduğu bu evden bebeği alıp giden Alice, aslında bebeğin bir domuz olduğunu gördüğünde onu ormanın derinliklerine salmıştı.
Birde ormanda karşılaştığı gülümsemesi iki kulağına yaklaşan kedi vardı. Bedenini bir anda ortadan kaybetmek gibi de özelliği vardı. Kendisini Şapkacı ve Mart tavşanının yanına yolladıktan sonra Kraliçe’ye yönlendiren kedi…
Kraliçe sadece ‘Kafasını Uçurun!” sözünü tekrarlamaktan bir işe yaramasa da kocası Kral Bey biraz daha merhametliydi. Yaşanan bir olayın ardına kurulan mahkeme de şahitler ve suçlu kişiler bir bir boy gösterirken, aynı zamanda da Alice’nin tekrardan boyu uzamaya başlarken çok şaşırtıcı olan bir olay oldu. Şahitler aynı zamanda suçlu olarak nitelendiriliyordu ve ikinci şahitte Alice olmuştu.
Alice mahkeme salonun ortasına boyu uzayıp asker ve kraliçeye hakaret edip, saygılı olmasını söylemişken, idamına karar verilmesiyle Alice derin uykusundan uyanmıştı. Uyandığında da rüyasına birebir gördüklerini ablasına anlattığında da ablasını derin düşünceler arasında bırakıp eve gitmişti.
Alice Harikalar Diyarında masalı için eleştirisel bir yanı yok. Sonuçta bir masal ve masallara da kargaşa ve olağanüstülük hakimdi. Her masalda olduğu gibi… Hayvanlardan oluşan bir ve işlevsel faaliyette bulunan bu dünyada çocuklarının hayal gücünün gelişmesinde epeyce katkısı bulunuyor.
6. Küçük Karabalık
Biraz daha ilerledikten sonra bir balık sürüsü görür. Onlarla ırmağa gitmek istediğini söyler. Ancak tüm balıklar ırmaktan bulunan pelikandan korkmaktadır. Bazıları ile konuştuktan sonra bir kaçı ile yola koyulur. Biraz ilerledikten sonra pelikanın torbasına düşer küçük kara balık ve yanındaki balıklar, tüm balıklar onu suçlar ve pelikandan onları bırakması için yalvarırlar. Pelikan ise onlara alaycı kara balığı öldürürlerse onları serbest bırakacağını söyler. Küçük kara balık ölü numarası yapar ve kertenkelenin ona verdiği kama ile pelikanın torbasını deler ve oradan kaçar.
Pelikanın torbasından denize düşer ve orada büyük balık topluluğu ile karşılaşır, tüm hayalleri olmuştur meraklarını gidermiştir ancak bir kara batak onu yakalayıp yavrularına yem etmek için hızlıca karaya götürmektedir. Kara batakla ne kadar konuşsa da onu ikna edemez kaçmayı da dener ama başaramaz ve kara batak onu midesine indirir. Orada minik bir yavru balık görür. Ağlayan ve korkan yavru balığın kaçmasına yardım eder ancak kendisi midede kalır son çare elindeki kama ile kara batağı öldürür ancak o günden bu güne kimse bir daha küçük kara balıktan haber alamaz.
7. Harry Potter ve Felsefe Taşı
Bir gün Harry’e bir mektup gelir fakat eniştesi mektubu okumasına izin vermez. Fakat mektupların arkası kesilmez hatta giderek artan sayıda mektuplar gelmeye devam eder. Bir gün evin her yerinden mektup yağmaya başlar. Eniştesi evdekileri de alarak evden ayrılırlar ve çok uzak bir yere giderler. Denizin ortasındaki bir adada, küçük bir kulübede yaşamaya başlarlar. Bir akşam kulübeye Hagrid adında dev gibi bir adam gelir. Hagrid, Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’nun bekçisidir. Hagrid, Harry’nin mektupları okuyamadığını öğrenir ve her şeyi anlatır. Anne ve babası trafik kazasında ölmemişlerdir. Onlar büyücüdürler ve kötü büyücü Voldemort tarafından öldürülmüşlerdir. Harry de bir büyücü adayıdır. Harry, bugüne kadar tüm gerçekleri kendisinden saklayan teyzesi ve eniştesine çok kızar. Hogwarts Büyücülük Okuluna gitmeye karar verir. Okul öncesi alışverişi için Hagrid ile birlikte Diagon Yolu’na giderler. Buradan bir asa, uçan süpürge, büyücülük kitapları, haberci bir baykuş gibi okulda ihtiyaç olan şeyleri alırlar.
Okulun başlayacağı 1 Eylül günü Londra Paddington Tren İstasyonu’na gider. Okula gidecek Hogwarts Ekspresi’nin bulunduğu 9 ¼ peronundan trene biner. Harry trende Ron ve Hermione adında iki arkadaş edinir.
Hogwart’da okula yeni başlayan çocukların kalacakları binalar ve sınıflar seçim ile belirlenmektedir. Öğrenciler büyük bir şapkayı giyerler ve şapka onlara hangi sınıfta olacaklarını söyler. Okulda dört bina ve sınıf vardır. Gryffindor, Hufflepuff, Ravenclaw ve Slytherin. Slytherin’den genellikle kötü büyücüler çıkmaktadır. Harry’nin okul süresince hep rakibi olacak Malfoy Slytherin’ne seçilir. Harry, Ron ve Hermione ise aynı sınıfa, Gryffindor’a seçilirler. Artık dersler başlamıştır. Harry ve arkadaşları değişik alanlarda büyücülük dersleri almaya başlarlar. Çok farklı maceralar onları beklemektedir artık.
Bir gün Harry ve arkadaşları okulda girilmesi yasak olan üçündü koridora giderler. Burada üç başlı bir canavarın koruduğu “Felsefe Taşı” bulunmaktadır. Felsefe Taşı sahibine ölümsüzlük ve üstün güçler vermektedir. Harry’nin anne ve babasını öldüren kötü büyücü Voldemort da Felsefe Taşının peşindedir. Harry taşı bulur ve Voldemort ile ilk mücadelesini yaşar. Harry Voldemort’u etkisiz hale getirir.
Bu arada okulun sınıfları arasında çeşitli yarışmalar düzenlenmektedir. Gryffindor Harry’nin üstün başarıları ile birinci olur. Artık okul bitmiş ve yaz tatili gelmiştir. Öğrenciler Hogwart Ekspresi ile yaz tatili için evlerine giderler. Harry bu durumdan pek hoşnut değildir, çünkü tatilini geçirebileceği bir ailesi yoktur ve şimdiden okulunu özlemiştir.
8.Harry Potter ve Sırlar Odası
9.Harry Potter ve Azkaban Tutsağı
Haberde, bir mahkumun Azkaban tutsağından kaçtığı yazar. Kaçan mahkumun isminin Sirius Black olduğunu ve Voldemort’un destekçisi olduğunu öğrenir. Harry Çatlakkazana geldiğinde Bay Weasley ile karşılaşır. Bay Weasley, Harry’e Sirius Black’in Harry’i öldürmek için kaçtığını, onu öldürürse Voldemort’un tekrar güç kazanacağını söyler. Harry, Ron ve Hermione okula gitmek için trene bindiğinde tren aniden durur, etraf buz gibi olur. İçeri bir ruh emici girer ve Harry’nin ruhunu emmeye başlar. Profesör Lupin Harry ile aynı odadadır ve ruh emiciyi uzaklaştırır. Sihir bakanlığının aldığı karar üzerine Azkaban muhafızı olan ruh emiciler Hogwarts etrafında dolanacak ve Sirius Black’i yakalamaya çalışacaktır. Hagrid Sihirli Yaratıkların Bakımı Dersi’ne girmektedir.
Derste öğrencilerine Şahgaga isimli bir hipogrifi anlatır. Hipogrifler çok gururlu yaratıklardır. Öğrencilerini hipogriflere karşı kötü konuşmamaları için uyarır. Harry hipogrif ile iyi anlaşır. Malfoy bunu görünce Şahgaga’nın üstüne doğru yürür ve ona hakaret. Şah gaga kızar ve Malfoy’a vurur. Harry’i Sirius’un Hogwarts’ın yakınlarında bir kasabada görüldüğü haberini okur. Daha sonra tablodaki şişman kadının sakladığını görürler. Şişman kadın onlara Sirius Black’in okulda olduğu söyler. Fred ve George kardeşler Harry’e çapulcu haritasını verir. Bu harita herkesin nerede olduğunu gösteren bir harita. Harry Potter Profesör Mcgonagall’ı gizlice dinler. Sirius Black’in Harry’nin vaftiz babası olduğunu, anne ve babasının yakın dostu olduğunu, ailesine ihanet ederek ailesinin yerini Voldemort’a söylediğini, Peter Pettigrew adında arkadaşını öldürdüğünü duyar.Haberde, bir mahkumun Azkaban tutsağından kaçtığı yazar. Kaçan mahkumun isminin Sirius Black olduğunu ve Voldemort’un destekçisi olduğunu öğrenir. Harry Çatlakkazana geldiğinde Bay Weasley ile karşılaşır. Bay Weasley, Harry’e Sirius Black’in Harry’i öldürmek için kaçtığını, onu öldürürse Voldemort’un tekrar güç kazanacağını söyler. Harry, Ron ve Hermione okula gitmek için trene bindiğinde tren aniden durur, etraf buz gibi olur. İçeri bir ruh emici girer ve Harry’nin ruhunu emmeye başlar. Profesör Lupin Harry ile aynı odadadır ve ruh emiciyi uzaklaştırır. Sihir bakanlığının aldığı karar üzerine Azkaban muhafızı olan ruh emiciler Hogwarts etrafında dolanacak ve Sirius Black’i yakalamaya çalışacaktır. Hagrid Sihirli Yaratıkların Bakımı Dersi’ne girmektedir.Derste öğrencilerine Şahgaga isimli bir hipogrifi anlatır. Hipogrifler çok gururlu yaratıklardır. Öğrencilerini hipogriflere karşı kötü konuşmamaları için uyarır. Harry hipogrif ile iyi anlaşır. Malfoy bunu görünce Şahgaga’nın üstüne doğru yürür ve ona hakaret. Şah gaga kızar ve Malfoy’a vurur. Harry’i Sirius’un Hogwarts’ın yakınlarında bir kasabada görüldüğü haberini okur. Daha sonra tablodaki şişman kadının sakladığını görürler. Şişman kadın onlara Sirius Black’in okulda olduğu söyler. Fred ve George kardeşler Harry’e çapulcu haritasını verir. Bu harita herkesin nerede olduğunu gösteren bir harita. Harry Potter Profesör Mcgonagall’ı gizlice dinler. Sirius Black’in Harry’nin vaftiz babası olduğunu, anne ve babasının yakın dostu olduğunu, ailesine ihanet ederek ailesinin yerini Voldemort’a söylediğini, Peter Pettigrew adında arkadaşını öldürdüğünü duyar.Haberde, bir mahkumun Azkaban tutsağından kaçtığı yazar. Kaçan mahkumun isminin Sirius Black olduğunu ve Voldemort’un destekçisi olduğunu öğrenir. Harry Çatlakkazana geldiğinde Bay Weasley ile karşılaşır. Bay Weasley, Harry’e Sirius Black’in Harry’i öldürmek için kaçtığını, onu öldürürse Voldemort’un tekrar güç kazanacağını söyler. Harry, Ron ve Hermione okula gitmek için trene bindiğinde tren aniden durur, etraf buz gibi olur. İçeri bir ruh emici girer ve Harry’nin ruhunu emmeye başlar. Profesör Lupin Harry ile aynı odadadır ve ruh emiciyi uzaklaştırır. Sihir bakanlığının aldığı karar üzerine Azkaban muhafızı olan ruh emiciler Hogwarts etrafında dolanacak ve Sirius Black’i yakalamaya çalışacaktır. Hagrid Sihirli Yaratıkların Bakımı Dersi’ne girmektedir.Derste öğrencilerine Şahgaga isimli bir hipogrifi anlatır. Hipogrifler çok gururlu yaratıklardır. Öğrencilerini hipogriflere karşı kötü konuşmamaları için uyarır. Harry hipogrif ile iyi anlaşır. Malfoy bunu görünce Şahgaga’nın üstüne doğru yürür ve ona hakaret. Şah gaga kızar ve Malfoy’a vurur. Harry’i Sirius’un Hogwarts’ın yakınlarında bir kasabada görüldüğü haberini okur. Daha sonra tablodaki şişman kadının sakladığını görürler. Şişman kadın onlara Sirius Black’in okulda olduğu söyler. Fred ve George kardeşler Harry’e çapulcu haritasını verir. irius Black’e çok kızar ve onu öldürmek ister. Harry, Profesör Lupin’den ruh emicileri kovan Patronus büyüsünü öğrenir. Harry çapulcu haritasını karıştırırken Peter Pettigrew’in okulda dolaştığını görür. Bulmak için yerinden kalkar. Harita Peter Pettigrew Harry’nin yanından geçtiğini gösterir ama Harry göremez. Bu esnada Harry haritayı Profesör Snape’e yakalatır ama Profesör Lupin Harry’i Snape’nin elinden kurtarır. Haritayı okula teslim etmediği için kızar. Harry’i Lupin’nin odasından çıkarken haritanın her zaman işe yaramadığını öldüğünü bildiği Peter Pettigrew’i gösterdiğini söyler. Malfoy’un babasının ısrarı üzerine Şahgaga ölüme mahkum edilir. Harry, Ron ve Hermione arka kapıdan okula doğru giderken büyük siyah bir köpek Ron’u yakalar. Onu şamarcı Söğüdün altındaki tünele götürür. Harry ve Hermione peşinden gider. Odaya girerler, arkalarından Sirius Black çıkar.Harry Sirius Black’e saldırır. Bu esnada içeri Profesör Lupin girer. Harry’nin asasını alır.Lupin ve Sirius Harry’e gerçeği anlatır. Ron’un faresine büyü yaparlar ve Ron’un faresinin aslında Peter Pettigrew olduğu ortaya çıkar. Lupin, Sirius ve Lupin Harry’nin babasının en yakın arkadaşlarıdır. Sirius Harry’nin anne ve babası öldüğünde büyük bir üzüntüye kapılır. Peter Pettigrew’in Harry’nin annesi ve babasına ihanet ettiğini öğrenir. Peter Pettigrew’i öldüreceği sırada Peter bir parmağını keser ve kendini fareye çevirir. Suçu Sirius’un üzerine yıkar ve kaçar. 13 sene Ron’un faresi olarak yaşar. Peter’i Azkaban’a göndermek için yola çıktıklarında, Dolunay olur. Profesör Lupin bir kurt adamdır ve Dolunayda dönüşür. Dönüştüğünde gözü en yakın dostunu bile görmez.Lupin dönüşür ve saldırır. Bu karışıklıkta Peter kaçar, Sirius Black ağır yaralanır ve göl kenarına doğru yuvarlanır. Lupin Harry’e saldırırken bir kurt sesi duyulur ve Lupin oraya doğru yönelir. Harry Sirius’un arkasından gider. Sirius ve Harry’nin etrafını ruh emiciler çevirir. Tam ölecekleri sırada gölün karşısından bir patronus büyüsü yapılır ve kurtulurlar. Ama Sirius tekrar Azkaban’a gönderilir. Hermione ve Harry’i Dumbladore ile karşılaşır. Dumbladore Hermoine’nin zamanı geri alması gerektiğini masum olanları kurtarmaları gerektiğini söyler. Hermione ve Harry zamanı geri alır. O günün sabahına Şahgaga’nın öldüğü dakikaya giderler. Önce Şahgaga’yı kurtarırlar. Ardından Lupinin gelecekteki kendilerine saldırdığını görür. Kurt sesi çıkartarak Lupin’İ üzerlerine çeker.
Lupin bu tarafa doğru geldiğinde Şahgaga Lupin’e saldırarak onları Harry Potter ve Hermione’den uzaklaştırır. Harry Hermione’ye Sirius ile gölün kenarındayken babasının onlara yardıma geldiğini söyler. Bu sebeple gölün karşısında babasını beklemeye başlar. Ama diğer zaman diliminde Harry ve Sirius ruh emicilerin arasında kalmış, ölmek üzereler. Harry inatla kurtarmaya babasının geleceğini düşünür ama babası gelmez. Kendisi çok güçlü bir patronus büyüsü yapar ve diğer zaman dilimindeki kendini ve Sirius’u ruh emicilerde kurtarır. Ardından Hermione ile birlikte şahgaga’nın sırtına atlar ve tekrar Azkaban’a gönderilmiş olan Sirius’u kurtarır.
10. Harry Potter ve Ateş Kadehi
Harry Potter, rüyasında Voldemort, Peter Pettigrew ve daha önce görmediği bir adamı görür. Rüyada Voldemort insan bedeninde değildir. Voldemort Harry’nin tanımadığı adama Harry’i getirmesini söyler. Ron, Harry’i Dünya Quidditch Finaline çağırır. Her şey yolunda giderken ölüm yiyenler belirir. Ölüm yiyenler Muggleları terörize eder ve gökyüzünde karanlık işaret belirir. Harry, Sirius Black’e bir mektup yazar ve olaylardan bahseder. Bu sene iki farklı okulu misafir edecek Hogwarts’da üç büyücü turnuvası düzenlenecektir. Her okuldan yalnızca bir öğrenci seçilecektir. Seçilen öğrenci okulunu temsil edecektir. Bu yarışma için üç farklı okul bir araya gelmektedir.Bu okullar Beauxbatons, Durmstang ve Hogwarts’dır. Turnuvaya katılan öğrenciler üç zor görevi yerine getirmek zorunda. Ayrıca 17 yaşından küçük olanların turnuvaya katılmaları yasaklandı. Turnuvaya katılmak isteyen öğrenciler isimlerini bir kağıda yazıp ateş kadehine atmak zorunda. Bu sene okula Alestor Moody adında, Dumbledore’un ricası üzerine yeni bir Karanlık Sanatlara Karşı Savunma hocası gelmiştir. Perşembe gününün sonunda Ateş Kadehi yazılan isimler içinden üç tane isim seçer. Beauxbatons’dan Fleur Delacour Durmstang’dan Viktor Krum Hogwarts’dan Cedric Diggory. Ama Ateş Kadeh’i son anda bir isim daha seçer, Harry Potter.
Kimse bu olaya anlam veremez çünkü Harry Potter 14 yaşındadır. Kuralsa kesindir: Ateş kadehinden çıkan isim yarışmakla yükümlüdür. Bu olaydan sonra Harry ve Ron’un arası açılır. Ron, Harry’nin ismini nasıl attığını söylemediği için konuşmamaktadır. Ama Harry hiçbir şeyden haberi olmadığını, ismini yazmadığını söyler. Sirius Black kendisini közde ortaya çıkarır ve Harry ile konuşur. Harry’e Profesör Karkaroff’un eskiden ölüm yiyen olduğunu; insanların kolay kolay değişmeyeceğini, dikkat etmesi gerektiğini söyler. Hagrid, Harry’e ilk yarışmanın ejderhalarla ilgili olduğunu söyler. Bu ilk görevdir.Ejderhanın koruduğu yumurta olmadan bir sonraki göreve geçemezler. Harry, iyi uçmasını kullanarak ejdehanın koruduğu yumurtayı alır. Böylece ilk görevi bütün büyücüler başarıyla tamamlar. Harry ve Ron arasındaki buzlar da erimiştir. Harry yumurtadaki sırrın ne olduğu üzerine düşünürken, Cedric 5. kattaki öğrenci başkanları banyosunda yumurtayla sıcak suyun altında düşünmesini söyler. Harry, yumurtayla beraber suyun altına dalar ve ipucunu yakalar. Harry’nin Karagölde bir şeyler araması gerekmektedir. Bu yüzden nefesini 1 saat tutmak zorunda. Bu sebeple Nevil’dan yardım ister ve Nevil ona galsam otu verir.Yarışma günü geldiğinde Harry galsam otunu kullanır. Galsam otunu kullanınca solungaçları çıkar. Suyun altında çeşit çeşit canavarlarla karşılaşır. Fleur Delacour bu ürpertici şeylere fazla dayanamaz ve yarışmadan geri çekilir. Karagöl’ün altına yarışmacıların değer verdiği insanlar gizlenmiştir. Hermione ve Ron da suyun altındadır. Hermione’i Viktor Crum çıkartır. Ron ve Fleur Delacour’un kız kardeşi hala suyun altındadır. Harry ikisini çıkarmak ister ama sadece birini çıkartabilir. Ama Harry Potter ne yapar eder sonunda ikisini de çıkarmayı başarır. Bu yüzden 1. olma şansını yitirir ve 3. olur. Hakem kararıyla Harry’nin bu tutumu sebebiyle 2. yapılır. Harry Dumbledore’un odasına girdiğinde Düşün Seli’nde bir anı görür. Bu anı Dumbledor’un anısıdır. Bu anıda Karkaroff yargılanmaktadır.
Karkaroff i serbest kalmak için birkaç isim verir. Önemli bi isim vermediği için Azkaban’a götürülecekken onlara mahkeme başkanının oğlu Barty Crouch Jr’dur. Barty Azkaban’a gönderilir. Karkaroff ise serbest kalır. Harry gördüğü rüyada tanımadığı kişinin Barty Crouch olduğunu öğrendi. Severus Snape ise Harry’i çok özlü iksir yapmak için kendi malzemelerinden çalmakla suçlar. Üç büyücü turnuvasında artık sona yaklaşılır. Üç büyücü kupası bir labirentin içine gizlenir. Bu kupayı ilk bulan kişi kupanın sahibi olacak. Daha yüksek puanları olduğu için içeri ilk olarak Cedric ve Harry Potter girer. Victor Krum, Fleur Delacour’un elenmesine neden olur. Sona iyice yaklaşıldığında Cedric ile Krum birbirlerine büyüler savurur sonuç olarak Krum bayılır.Harry ve Cedric kupayı görür. Kupa tam önlerindedir. Rekabet içinde kupaya koşmaya başlarlar. Cedric’in ayağı takılır yere düşer. Harry kupaya uzanmaz Cedric’e yardım eder. Aynı anda tutarlar kupayı. Kupa bir tuzaktır ve Harry’nin daha önce rüyasında gördüğü mezarlığa açılır. Peter Pettigrew, elinde Voldemort’un insana benzemeyen bedeniyle gelir. Cedric’i öldürür. Harry’nin kanını da kullanarak Voldemort’u yeniden bir bedene kavuşturur. Voldemort yeniden bedene kavuşunca işaret gönderir ve ölüm yiyenleri toplar. Ölüm yiyenlerden biri de Lucius Malfoy’dur. Harry Potter ve Voldemort düelloya tutuşurlar. İkisinin asası aynı anka kuşunun tüyünden olduğu için ortada kenetlenirler. Asadan Harry’nin annesinin, babası nın ve Cedric’in ruhları belirir.Bunlar Voldemort’u oyalarken Harry’i Cedric’in cesedini alarak okul arazisine döner. Voldemort’un geri döndüğünü söyler. Profesör Moody, Harry’i odasına çıkartır. Olayın nasıl olduğunu sorar. Harry’i mezarlıktan bahsetmeden Moody mezarlıktan bahseder ve orada Harry bir şeylerin yanlış olduğunu anlar. Moody Harry’i öldürecekken içeri Severus, Dumbledore Mcgonagall girer. Moody’e bir iksir içirirler ve doğruları söylemeye başlar. Barty Crouch Jr,Moody’nin kılığına girmiş Moody’i hapsetmiştir. Bakanlık olayı gizlemeye çalışsa da Dumledore Voldemort’un geri döndüğünü ve Cedric’i öldürdüğünü söyler.
11. Harry Potter zümrüdüanka yoldaşlığı
Voldemort Harry'nin zihnine Sirius'un bakanlık binasında işkence gördüğüne dair yanlış görüntüler nakleder. Bunun üzerine Harry ve Dumbeldore'nin Ordusu elemanlarından Hermione Granger, Ron Weasley, Ginny Weasley, Neville Longbottom, ve Luna Lovegood, Sirius'u kurtarmaya giderler. Öğrenciler, Voldemort'un ölüm yiyenleri tarafından Esrar Dairesinde kurulan tuzağa düşerler. Zümrüdüanka yoldaşlığı elemanlarının takviyesi zamanında yetişmesine rağmen, Sirius, kuzeni Bellatrix Lestrange tarafından öldürülür. Voldemort ortaya çıkar ve Harry'e ölümcül lanetler göndermeyi dener. Fakat Dumbledore da zamanında ortaya çıkar ve Harry'i korur. Voldemort, Bellatrix Lestrange ile birlikte ortadan kaybolur fakat sihir bakanlığı artık Voldemort'un döndüğüne inanmıştır. Harry ve Dumbledore temize çıkmıştır.
12. Harry Potter Melez Prens
Kitapta, Lord Voldemort Draco Malfoy'u Albus Dumbledore'u öldürmekle görevlendirmiştir. Eğer Draco beceremezse bunu Snape yapacaktır; bunu kendi evinde, Bellatrix'in yaptığı bozulmaz yeminde söylemektedir. Draco, ailesinin geçmişini öğrenir; babasının bir Ölüm Yiyen olduğunu, Voldemort'un en sadık yandaşlarından biri olduğunu ve bu görevin ailesinde soydan gelen bir gelenek olduğunu öğrenir. Harry, Melez Prens yardımı ile bir ödül olarak kazandığı Felix Felicis (Sıvı Şans), adlı iksiri içer ve Slughorn'dan hortkuluklar hakkındaki anısını alır. Harry, kitabın sonuna doğru Dumbledore ile bir mağaraya gider ve Dumbledore içtiği iksir yüzünden zayıf düşer. Okula döndüklerinde üzerinde Kranlık İşareti gördükleri için Astronomi kulesine giderler. Orada Dumbledore Harry'i dondurur ve o anda da Draco Malfoy Dumbledore'un asasını uçurur. Diğer Ölüm Yiyenler de okula gelir ve Draco'yu, Dumbledor'u öldürmesi konusunda kışkırtırlar. O anda Snape gelir ve Kadavra Laneti ile Dumbledore'u öldürür. Melez Prens ise aslında Snape'tir.
13. Harry Potter ve Ölüm Yadigarları
Kitabın başında Voldemort ve Ölüm Yiyenler, Harry Potter’ı 17 yaşını doldurduğunda öldürmek için plan yapmaktadırlar. Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nın, Harry 17 yaşını doldurduğunda, onu karşılamak için Privet Drive’a geleceğini öğrenirler.
Zümrüdüanka Yoldaşlığı, Dursley ailesini güvenli bir yere götürür. Fakat tam Harry’i oradan götüreceklerken Ölüm Yiyenler saldırır. Bazı Zümrüdüanka Yoldaşlığı üyeleri çok özlü iksir kullanarak Harry’nin yerine geçerler ve Harry’nin kaçmasını sağlarlar.Hedwig’e bir Öldüren Lanet (Avada Kedavra) isabet eder. Ardından Voldemort oraya gelir. Deli-Göz Alastor Moody’i öldürür. Zümrüdüanka Yoldaşlığı üyeleri Kovuk’a kaçarlar.
Birkaç gün sonra Sihir Bakanı Rufus Scrimgeour Kovuk’a gelir ve Dumbledore’un Harry, Ron ve Hermione’ye olan hediyelerini verir (vasiyeti gereği). Dumbledore Harry’e ilk Quidditch maçında yakaldığı Snitch ve Godric Gryffindor’un kılıcını bırakmıştır. Fakat kılıcı ona veremeyeceklerini, çünkü kılıcın Dumbledore’un değil okulun malı olduğunu söyler. Sonradan anlaşılacağı gibi asıl kılıç Dumbledore tarafından saklanmıştır ve nerede olduğu bilinmemektedir.
14. Harry Potter ve Ölüm Yadigarları Part 2
Harry, son hortkuluğun kendisi olduğunu anladığı anda, kendisi yaşadığı sürece Voldemort'u öldüremeyeceğini anladı. Ve Voldemort'un yanına, Karanlık Orman'a (Hogwarts'taki D.O. üyeleri, Voldemort'a karşı Harry'yi savunuyorlardı ki buda Harry'nin, kendisinden iki önceki son Hortkuluğu bulması içindi) ölüme, ölmeye acı ve ıstırap dolu bir şekilde gitti. Ancak Voldemort'un Harry'yi Lanetlemesi( Avada Kedavra! ) Harry'yi değil onun içindeki Hortkuluğu yok etti. Ve ölümcül Kutsallar sayesinde Ölümün Efendisi olan Harry geri döndü ( Dumbledor ile Aklının derinlerinde kısa bir konuşmadan sonra) ve hala yaşadığını belli etmedi. Bunun üzerine zaferle(!) Howgarts'ın ön bahçesine giden Voldemort tayfası, Harry'nin cesedini öğrencilere ve onun arkadaşlarına gösterip, son umutlarını kırar.
Bir süre acı ceken Neville, daha sonra Şapkadan Godric Gryffindor'un kılıcını çıkarıp, son hortkuluk; yani Nagininin kafasını keser.( Hortkulukları ancak çok güçlü maddeler yok edebilir, ve buna Basilisk zehride dahildir. 2. kitab'ı hatırlarsak, Harry aynı kılıcı, Basilisk'in üst damağına saplamıştı. Ve basilik zehri kılıç tarafından emildi. ( Kılıç kendini güçlendiren şeyleri emer.) )
Ve Voldemort tek bir büyüye kalmıştır artık. Ve bahçede karşılıklı darie çizerek yürüyen iki düşman, Harry'nin Voldemort'u hayrete ve dehşete düşüren, onun izini nasıl bulduğunu, onun ne kadar zayıf olduğunu söyledikten sonra, kılıçlarını çeker ve Voldemort'dan "Avada Kedavra!" , Harry'den ise " Expelliarmus! " büyüleri çıkar. Ölümcül kutsalların ( ve bir yere verdiği röportajda söylediğine göre, J.K. Rowling'in kitabın ismi olmasını istediğin, anca sonradan bu ismi başka bir böüle verdiğini söylediği) Yüce Asa, son efendisi Harry'ye itaat ederek büyüsü, kendini tutan yabancıya teper ve Voldemort'un sonu gelmiş olur.
15. Dedektif Kurukafa Bomba Gibi Geliyor
16. Dedektif Kurukafa Ateşle Oynama
“Valkyrie Cain ölü bedenine baktı. Soğuktu ve kıpırdamıyordu. Yine de nefes aldığını görmeyi bekledi. Ancak öylece kalakalmıştı işte. Bu beden,... bir şeydi. Valkyrie’nin yüzünü taşıyan bir ceset...”
17. Dedektif Kurukafa Suratsızlar
PANİK YOK! GELİYORLAR!
Her şeyi çoktan gördünüz!
Kötü adamın teki dünyanın sonunu getirmeye niyetli ve Dedektif Kurukafayla Valkyrie bu felaketin gerçekleşmesini engellemek için kahramanca savaşıyor. Şüphesiz bu uğurda çürüğe çıkan birkaç kişi de oluyor fakat merak etmeyin, sonunda işler tatlıya bağlanıyor gibi. Sanki. Yani. Şey. Öyle mi?
17. Dedektif Kurukafa Karanlık Günler
Valkyrie geçide geri döndü. Rüzgar saçlarını savuruyordu. Bir an bile duraksamadı, kendini o sarı ışığın içine attı. Dedektif Kurukafa gitmiş, paralel bir boyuta geçmişti. Kural yoktu, onu kurtarmanın bir yolu ya da yöntemi olmalıydı, ama ne? Valkyrienin bunu düşünecek vakti hiç olmamıştı!
18. Dedektif Kurukafa Ölümcül Sarmal
Siyah dudaklı sarışın kız, Valkyrie'ye döndü. "Biliyoruz..." dedi. "Geleceği gördük. Dünyayı yok edeceksin."
Dedektif Kurukafa geri döndü ama büyülü dünyada her şeyin yolunda olduğu söylenemezdi. Öncelikle etrafta başıboş gezen demir maskeli bir katil vardı. Bu da yetmezmiş gibi Valkyrie, dünyayı yok etmeyi amaçlayan kötü bir büyücü, yani Darquesse olduğunu öğrenmişti. Ve bunu hayatta dedektife söyleyemezdi. Korkunç kaderini tek başına değiştirmeye çalışmaktan başka çaresi yoktu.
Ama kaderini değiştirmenin bedeli ağırdı ve başarısız olursa tek başına ölecekti.
Valkyrie kendi mücadelesini verirken Dedektif'le çetesi iyice savunmasız kalmıştı. Çok yazık! Tam da Kara Büyücüler insanların ruhlarını çalan bir Remnant'ı serbest bırakmak üzereyken.
Kimse göründüğü gibi değilken, güvenebileceği tek arkadaşı bile yokken ve düşmanları etrafını sarmaya başlamışken, Valkyrie'nin tek yapabileceği şey kaçmaktı.
19. Dedektif Kurukafa Ölüm Getiren
20. Dedektif Kurukafa Lanetli Krallık
"Hepiniz gizli bir topluluğun üyesisiniz diye havalısınız ama biz yeni büyücüleriz. Sizden çok daha güçlüyüz!"
Dedektif hiçbir şey umrunda değilmiş gibi banyoya doğru yürüdü. Bir kedi bile daha fazla ses çıkartırdı. Valkyrie duvara yakın kalıp peşinden gitti, halının üzerine basarsa tahtaların daha az gıcırdayacağını ümit etti. Dedektif, yatak odası kapısını geçti, kapının yanında yerlerini aldılar.
Valkyrie öne çıktı, karşı duvardaki aynayı kullanarak Stynes'ın yatak odasına göz gezdirdi. Birinin küfrettiğini duydu ve karanlıkta gözüne bir hareket ilişti, sonra yatağın yanındaki lamba yandı. Valkyrie vücuduna adrenalin pompalanırken olduğu yerde dondu kaldı ama Stynes sadece yatağa oturup örtüleri bir kenara itti. Tıraşsızdı ve bembeyazdı. Terliyordu. Acı çekiyor gibiydi. Ayağa kalkarken inledi. Valkyrie Dedektif'e baktı ve dudaklarını oynatarak, saklanalım mı, diye sordu. Stynes bir adım attı ve iki büklüm oldu.
Valkyrie, "Ah, Tanrım..." diye mırıldandığını duydu. Adam çığlık atarak doğrulunca Valkyrie de irkildi. Parmakları, kasları görünmez bir mengeneyle geriliyormuş gibi büküldü ve adam bir çığlık daha attı. Daha önce böyle bir şey duymamıştı.
Lambanın ışığı altında sarıya bürünmüş derisinden kalın siyah kıllar çıkmaya başladı. Göğsünde, sırtında, kollarında ve bacaklarında toplandılar. Adam dizleri üzerindeyken bacakları da şekil değiştirdi, kemikleri uzadı ve yeniden şekillendi. Adam korku ve şaşkınlıkla, yere düşen tırnaklarına baktı, yerlerinde şimdi uzun pençeler vardı.
21. Dedektif Kurukafa Ölü Adamların Son Savaşı
Savaş kapıya dayandı. Üstelik iyi ile kötü arasında değil, Tapınaklar içi bir savaş. Dedektif Kurukafa ile Valkyrie, bu felaketi durdurmak için diğer ölü adamlarla birlik olmalı. Ortalık kızışırken Valkyrie'nin ruhunda da bir savaş baş gösteriyor. Eğer Valkyrie bu savaşı kaybederse, Darquesse yükselişe geçecek. Ve dünyayı ateş saracak!
Yorumlar
Yorum Gönder